Betül Altınsoy’un Yazar Ali Yurtseven ile söyleyişi
Kendinizden kısaca bahseder misiniz? Kimdir Ali YURTSEVEN?
06.10.1967 yılı Ankara Doğumluyum. Evliyim, iki çocuk babasıyım, ailemle birlikte Ankara’da yaşamaktayız. Aile büyüklerimiz Ohrid/Makedonya ve İpek/Kosova dan gelmişlerdir.
İlk, Orta ve Lise eğitimimi Ankara da tamamladım. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü mezunuyum.
1992 yılında çalışma hayatına başlayarak, Ağustos 2022 yılında Halk Bankası Şube Müdürlüğünden emekli oldum.
Tarihi, Kültürel, Sanatsal araştırmalar yapmak, Arkeolojik ve Turistik Doğa, Gezi, Su Sporları, Yaşam Yürüyüşlere katılmak, klasik müzik dinlemek, renkli veya siyah beyaz fotoğraf çekmek, Şiir ve Hikâye yazmak ilgi alanlarımdır.
Yayınlanmış şiir ve hikâye kitaplarımım ve makalelerim ile Ulusal ve Uluslararası Sergilerde kataloglara girmiş fotoğraflarım vardır.
Başkent Üniversitesi – BEDAM’ın yönlendirdiği Eğitim Kurumundan, Yaşam Koçluğu, Yönetsel Koçluk, NLP, v.b. Sertifikalı İletişim ve Koçluk Eğitimleri ile Sorumlu Emlak Danışmanlığı (Seviye 5) Mesleki Yeterlilik Kimlik Kartı ve Belgesini aldım.
Korhan ALTUNYAY Yazarlık Akademinden Yaratıcı Yazarlık, Derin Okuma, Kitap Tahlilleri, Prof Dr. Yavuz DEMİR’in düzenlediği Yaratıcı Yazarlık ve Metin Tasarımı konularında atölye Eğitimleri aldım.
Hüznü Kıran Umutlar adlı şiir kitabım, Kalem İzleri ile Kalemlerin İz Düşümleri adlı Hikaye Seçki kitaplarında hikayelerim, Şah-ı Şiirler 5 Bizi Bizle Bir Tutan Şiirler Antolojimiz ile Cumhuriyetin 100. Yılında İz Bırakan Kalemler Edebiyat Antolojisi adlı antoloji kitaplarında yayınlanmış şiirlerim vardır.
Ankara Şehir Gazetesinde yazılarım yayınlanmakta olup, sertifikalı eğitim aldığım konularda eğitim de vermekteyim.
Ankara AKSED Kültür ve Sanat Derneği, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı İLESAM, GESAM Meslek Kuruluşları, ile Ankara Rumeliler Derneği ve Türk Makedon Dostluk Derneği üyesiyim.
Kitabınız daha çok hangi yaş gruplarında ilgi çekiyor?
Şiir kitabımın teması “Sevgi, Aşk, Sevgili, Sevgiliye Duyulan Özlem, Kavuşma ve Vuslat” olduğu için genelde 15 yaş üzeri herkes okuyabilir.
Aslında okumanın yaşı yoktur. Yaşam akıp giden bir nehir gibidir. Yeter ki anı yakalayıp, güzellikleriyle yaşayabilelim.
Genelde insanın bazı yaşamsal duyguları ergenlikle birlikte gelişmeye başladığından dolayı bu tür şiir kitaplarına duyulan ilgi bu süreç ile birlikte daha çok olur.
Ben Ümit Yaşar OĞUZCAN’ın şiir kitabını ilk defa 14 yaşımda okumuştum.
Kitabım veya bu tür şiir kitapları yaş ilerledikçe, duygularımız yaşamsal evrelerimizde yol arkadaşımız olduğu sürece devamlı okunur.
Kitabınızın ismini nasıl belirlediniz, hikâyesi var mı?
On yaşından beri şiir yazmaktayım. Şiir benim için yaşam kaynağımın akan bir pınarıdır. İnsanların her zaman bir yaşamsal gayesi, hayali ve bu hayale ulaşabilecek bir hedefi olmalıdır. Bende bu şiir kitabı yayınlanması fikrine böyle başladım.
Dünya ile birlikte Ülkemizde de yaşanan Pandiminin getirdiği olumsuz duygu karmaşasından da yararlanarak yıllardır yazdığım şiirlerimi bilgisayarımda Word dosyasına aktardım. Ailemin bu yazdığım şiirlerimi tasnif etmem ve diğer konuların her aşamasında müthiş teşvik ve yardımları oldu. Şiirlerin seçimini eşimle, kitabın ön ve arka resim düzenlemesini kızımla ve ön sözün bir kısmını oğlumla beraber yaptık. Kitap Editörümüzle beraber yaptığımız çalışmaların sonucunda basılacak seviyeye geldi ve 01.07.2021 tarihinde yayınlandı.
Bir hayalim ve bu hayalime bağlı bir hedefim vardı o da gerçekleşti.
Çok mutluyum.
Bence kitap yazmak;
Yola çıkılan yaşam yolunun bir ara durağında mola vermek, farkındalık yaratmak, anı yaşamak, yaşanan anı okuyucuya yaşatmak ve topluma fayda sağlamaktır. Şöyle ki kitap, yazmak için bir araçtır, önemli olan amaca ulaşabilmektir. Duygularını sözel olarak ifade etmek, onları kâğıda geçirmek zor olan ama okundukça tadı hafızalarda kalan mükemmel bir karışımdır.
Başka kitaplar da gelecek mi?
Evet, yeni şiir kitabı ile hikâye kitabı çalışmalarım devam etmektedir.
Yeni yayınlanacak Şiir kitabımın teması da “Sevgi, Aşk ve Sevgiliye Kavuşmanın verdiği Haz” olacaktır. Şiirlerimi bu konularda yazmaktayım.
Hikâye kitabım ise yaklaşık 10 veya 15 tane küçük hikâyelerden oluşacaktır.
Konular tarihi ve günlük hayatımızın karmaşalarından olup, kahramanlarının bazıları mitolojik karakterlerden oluşmaktadır.
Okurlarınızdan gelen tepkiler nasıl? En çok hangi yönünüzü seviyorlar?
Şiir kitabımın yayınladığı günlerde Finans ve Bankacılık sektöründe çalışmamdan dolayı arkadaşlarımdan olumlu, şaşırtıcı ve pozitif tepkiler aldım. İlk şiir dinletisini düzenlediğim geçen yıl nisan ayında kitabımı alan bir okuyucu yanıma gelerek kitabımdan o an beğendiği şiirimi okudu. Bumlar hep olumlu tepkilerdi.
Eşim, arkadaşlarım ve dostlarım benim insanlarla iletişim ve empati yapma yönümün kuvvetli olduğunu söylerler. An da kalmayı ve yaşamayı da severim.
Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz?
Yazmak denize balıklama atlamak gibidir. Yüzmek ile yazmak bence aynı ideale ulaşmaktır. Yazarken veya bir duyguyu anlatırken metafor kullanmaya ve metaforik anlatım yapmaya özen gösteririm. Kelimelerin gücüne inanırım. Türkçe Dil bilgisini en iyi şekilde kullanmaya çalışırım. Çünkü Dil, Türkçe ve Dilbilgimiz mükemmel bir iletişim aracıdır.
Genellikle duygu yoğunluğum gecenin ilerleyen saatleri ile sabahın ilk tan ağarmasında oluşur. En güzel şiirlerimi alaca karanlıkta yazmışımdır. Genelde sessiz ortamda daha güzel şiir yazarım. Klasik Müzik, keman veya gitar melodileri eşliğinde de güzel şiirler yazılır. Ülkemi ve yaşadığım coğrafyayı sevdiğim ve Anadolu toprakları her bakımdan verimli olduğu için farklı coğrafyalarda şiir yazmayı düşünmedim.
İyi yazar olmak isteyenlere ne tavsiye edeceksiniz?
Öncelikle yazmak için çok okumak gerektiğini düşünüyorum. Ayrım yapmadan her çeşit kitap ve değişik yazarların kitaplarının okunmasını tavsiye ederim. Gözlem yapmak ve bakmak ile görmekte çok önemlidir. Yazar iyi bir gözlem yapmalıdır ki kahramanlarını ve kitaba konu olacak olayı kurgulasın. Şiir de de durum aynıdır. Okuyucuya duygu yoğunluğunu verebilmek için olay yaşanmalı ve metaforlar ile anlatılmalıdır.
Atatürk, sanatın medeniyet alanındaki gücünü, sanatçıların sahip olabileceği bir duyarlılıkla hissetmiş ve bundan dolayı sanatı, “medeni uluslar yanında yer alabilmenin bir aracı”, sanatçıyı da “kendinde ve milletinde var olan yüksek insanlık vasıflarını sanatı aracılığıyla tanıtan kişi” olarak tanımlamıştır.
Bu sohbet için çok teşekkür ederiz.
Ben de Teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
İyi çalışmalar dilerim.